Perakende yönetiminin en önemli ayaklarından biri de stok yönetimidir.
Önemlidir çünkü “stok henüz nakite çevrilmemiş mal varlığı demektir” ve bu mal varlığının anlamlı olmaması halinde nakde çevrimlerde ciddi sıkıntılar yaşanabileceğini gözardı etmiyor olmamız gerekir. Bu konuyu biraz daha açacak olursak, nakite çevrim, elinizdeki stoğun son tüketice satılıp stoğun eritilmesi ve kasanızın rahatlamasıdır. O yüzden eğer nakite çevrimde sıkıntı yaşıyorsanız bunu ciddiye almalı ve nedenlerini irdelemelisiniz. Sektörde “alırken kazanmak” diye slogan vari bir deyim var, evet alırken pazarlık gücünüzü kullanmak ve tüm avantajları elde edecek şekilde “uygun birim fiyat"lardan ürün almak önemlidir, ama bu alımı satış potansiyelinize göre yapıyorsanız önemlidir. Yani, satış potansiyelinizi sadece hislerinize bağlı olarak değil aynı zamanda dişe dokunur verilerle destekleniyorsanız önemlidir, aksi halde alımınızın ölü bir yatırıma dönüşmesi kaçınılmazdır. Yatırım diyorum çünkü stok teminini yani ürün alımını bu gözle değerlendirmemiz belki de konuya bakışı kökten değiştirecektir.
Yatırımlarımızın en optimum sürede kazanca dönmesini kim istemez, ama eğer stok temini yani ürün alımına bu gözle bakmıyorsak, stoklarımız bizim için bakıp bakıp iç çekeceğimiz tedavülden kalkmış banknotlar gibi olacaktır. Amacım bu yazıyı okuyanların içini karartmak değil, tam tersine konunun ne kadar önemli olduğunu anlatabilmek ve yol yakınken önlemler alınmasını sağlamaktır.
Madem önlemler dedik, birazda stoğu yönetmenin incelikleri üzerinde duralım;
Öncelikle elimizdeki stoğu kategorize etmeliyiz, yani ilaçtan, anne bebekten, kişisel bakımdan ya da ağız diş sağlığında ne kadar yani kaç adetlik ve kaç TLlik stoğumuz olduğunu hesaplamamız oldukça önemli.
Bunu biraz daha derinleştirmemiz büyük resmi görmemizi daha da kolaylaştıracaktır. Yani stoğu kategorize etmekle yetinmeyip alt kategori detayına hatta marka detayına inmemiz görüşümüzü daha da netleştirecektir. Yani anne bebeğin, bakım ürünlerinden hatta x markadan ne kadar stoğumuzun olduğunu biliyor olmalıyız.
Bunları hesapladıktan sonra ortalama aylık satışlarını da hesaplamalıyız, çünkü stok tutarlarını bilmek önemlidir ama tek başına yeterli değildir, bu stoğun kaç aylık hatta günlük stoğa tekabül ettiğini biliyor olmalıyız.
Stok tutarlarını hesapladık, stok gün sayılarını hesapladık, şimdi ise bu tabloyu yorumlamak, yani hangi kategoriden kaç günlük stok taşımak istiyorsak ona göre aksiyonlar almamız önümüzdeki diğer bir iş. Örneğin 145 gün çıkan anne bebek kategorisini 90 güne indirmek istiyorsak bu konuda yapılacaklar şunlar olabilir, 90 günden büyük ürünleri tespit edip iade etmek, takasa gitmek, teşhire çıkmak, kampanya yapmak gibi.
Bu yöntemi bir disiplin edasında oturttuktan sonra, yılda en az 2 kere stok sayımı yapmanız da oldukça önemli.
Gelelim alımlara, stok yönetim disiplinini içselleştirirseniz alımlarınızda stok gün seviyelerini bozmamaya önem vereceksiniz, bunu bile bile bozsanız bile aksiyonlarınızı hazır olmalıdır. Yani, dermokozmetik stok gün sayısını, yeni alımınızla 75 günden 125 güne çıkartıyorsanız bu fazla stoğu nasıl eriteceğiniz ile ilgili yol haritanızın hazır olması gerekir.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.
Comments